• Türkçe
  • English

Sertuğ SÜRENOĞLU

Üniversite sınav sonuçları açıklandığına göre, artık yeni öğrenci adaylarının yoğun ziyaretleriyle karşı karşıyasınızdır. Hem sizin hatırınızı sormak için hem de bir 'Yeditepe Hukuk' mezununun neler yaptığını merak eden adaylar olursa diye, onlara yardımcı olmak adına bu mektubu yazmayı uygun gördüm. Ayrıca, benimle doğrudan irtibat kurmak isteyen; aklında soru işaretleri olan adaylara da çekinmeden benim iletişim bilgilerimi verebilirsiniz. Kendilerine bir mezun olarak yardımcı olmaktan büyük bir mutluluk duyarım.

Ben bildiğiniz üzere 2006 yılında mezun olduktan sonra 2007 yılında İstanbul Barosu'nda avukatlık stajımı tamamladım. Staj esnasında ve üniversitede kendimi uluslararası ticaret hukukuna daha yatkın hissettim. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesini birincilikle bitiren öğrencilere verilen bursla şu anda İngiltere'de East Anglia Üniversitesi'nde Uluslarası Ticaret Hukuku alanında yüksek lisansımı yapıyorum. Öğrenimimin şu aşamasında sonuna yaklaştım, yüksek lisans tezimi yazıyorum. Kısmetse bu yılın sonunda tezimi de verip buradan mezun olacağım.

Daha sonraki hedeflerim ise çok çok büyük. Umarım bunları da başarır, daha sonraki adaylara bunları da anlatma fırsatına ulaşırım.

Hocam,

Bizler, Yeditepe Üniversite'inde Hukuk Fakültesi'nde lisans seviyesinde çok ileri düzeyde eğitim aldık. Bunu mezun olduktan sonra daha iyi anladım. Ben, bunu ilk başta stajım esnasında anlamıştım.

Bu düzeyin sadece Türk üniversiteleri ile sınırlı olmadığını ise yüksek lisansımdaki derslerimde anladım. Biz lisans seviyesinde sadece temel anlamda Ticaret Hukuku eğitimi aldığımızı düşünmemize karşın; aslında bunun ne kadar ileri düzeyde olduğunu daha sonra anladım. Burada yüksek lisans seviyesindeki çok özel derslerin hemen hemen hepsini biz aslında lisans seviyesinde gördük. Derslerimiz de yine İngilizce idi, üstelik bu derslerin bazılarını da yabancı hocalarımızdan almıştık. Daha somut örnek vermek gerekirse, burada yüksek lisans programında uzmanlaşmamız beklenen alan dersleri olarak, AB Rekabet Hukuku, Uluslararası Ticari Tahkim, Uluslararası Ticaret Hukuku vb. gibi derslerin hemen hemen hepsini biz Yeditepe'de lisans düzeyinde ders olarak gördük. Bu nedenle ben yüksek lisansta daha farklı bilgileri öğrenmek adına ders seçerken çok zorlandım.

Bunun ötesinde hemen hemen her üniversitede öğretilen Devletler Özel Hukuku ve Ticaret Hukuku gibi derslerde de çok sağlam bir temel hukuk eğitimi aldığımızı gördüm. Burada East Anglia Üniversitesinde master sınıfında birçok yabancı öğrenci, ki bunların çoğu ABD ve AB ülkelerinden gelen öğrenciler, çok temel bilgilerde bile noksanlıklar yaşarken, onların takıldıkları noktalar, benim neredeyse adım gibi bildiğim hususlardı. Derslerde hocalarımı dinlerken lisans düzeyine ilişkin eksikliğimin olmadığını çok iyi hissettim. Benim bu derslerin kapsamında hiçbir eksikliğim olmadığı gibi, sınıfımızdaki birçok öğrenciye de ben, ders dışındaki çalışmalarımızda konuları anlatmak durumunda kaldım.

Bir de bizim eğitimimizdeki o ders yükünün aslında bize ne kadar geniş bir yelpaze sunduğunu anladım. Bütün yukarıda anlattıklarım sadece benim ilgi duyduğum alan olan ticaret hukuku ile ilgili olan kısmı. Bunların toplamı lisans düzeyinde toplasak 8-10 ders eder. Üniversitede aldığımız yaklaşık 70 kadar dersi düşündüğümüzde, diğer alanlarda da aslında (örneğin Ceza Hukuku gibi) ne kadar kaliteli bir eğitim aldığımızı görebiliriz.

Ayrıca sözünü ettiğim dersleri ingilizce olarak işlememiz; bana buradaki derslerimde mesleki terminoloji açısından çok faydalı oldu. İngilizce'nin bir hukukçu için ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha da iyi anlıyorum.

Kısacası, hukuku seven, çok çalışmak isteyen, kaliteli eğitim almak isteyen herkesin Yeditepe Hukuk'u seçmesini bir mezun olarak tavsiye ediyorum.

Yeditepe Hukuk'u seçtiğim sene Türkiye'de üniversite sınavında hukuku tercih edenler içerisinde en yüksek puanı alan ben idim. O zamanlar Yeditepe'nin taban puanı biraz daha aşağılarda idi. Diğer bazı üniversitelerin puanı -yedi yıl kadar önce- Yeditepe'den yukarıda olmasına rağmen; ben puana göre değil, sunulan eğitime ve olanaklara göre seçimimi yaptım. Bugün bile ne kadar doğru bir seçim yaptığımı her fırsatta dile getiriyorum. Adaylar puana göre değil; kendilerine sunulan olanaklara göre tercih yapsınlar.

Daha sonra meslek hayatına atıldığımızda kimse kimin ne puan aldığına bakmaz iken, üniversitede alınan eğitim ve hangi üniversiteden mezun olunduğu her zaman göz önünde tutuluyor.