• Türkçe
  • English

İspanya-Bilbao’da yer alan Deusto Üniversitesi tarafından her yıl Ağustos ayı sonunda 10 günlük “General Problems of Transnational Law and its Implications for the Companies in International Trade” adlı yaz okulu programı düzenlenmektedir.

Yeditepe Hukuk Fakültesi öğrencileri Deusto Üniversitesi tarafından 31 Ağustos-9 Eylül tarihleri arasında Bilbao’da düzenlenen “General Problems of Transnational Law and its Implications for the Companies in International  Trade” adlı yaz okulu programına katıldı. Deusto Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Maria Pillar ile birlikte 10 gün süren bu yoğunlaştırılmış programda toplamda 80 saat ders görüldü. Program içerisinde Yeditepe Hukuk Fakültesi Dekanı Haluk Kabaalioğlu da yer aldı. Kendisinin “Avrupa Birliği Hukuku ve Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkileri” konusunda verdiği ders, programa katılan öğrenciler tarafından yoğun ilgi gördü.

Deusto Üniversite önünde programa katılan öğrencilerimiz  program sonunda düzenlenen Moot Court /Sanal Mahkeme yarışmasında üniversitemiz öğrencileri de yarıştı. Finale kalan her iki takımda da yer alan öğrencilerimiz okulumuzu başarı ile temsil etti. Program sonunda katılan tüm öğrencilere yapılan diploma töreni ile birlikte diplomaları takdim edildi.

İspanya’nın önde gelen Vakıf Üniversitelerinden Deusto’da gerçekleştirilen doktora programında ders verecekler arasında önceki ay Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni ziyaret eden Avrupa Adalet Divanı’nın eski kanun sözcüsü (advocate-generallerinden) Profesör Miguel Poiases Maduro, AB Hukuku konusunda yayınları ile ün yapan ve Michigan, Harvard Hukuk Fakültelerinden sonra şimdi New York Üniversitesi’nde Jean Monnet kürsüsü başkanı olup aynı zamanda Floransa Avrupa Üniversite Enstitüsü ve Bruges Avrupa Koleji’nde dersler veren Profesör Joseph Weiler, London School of Economi Hukuk Fakültesi Dekanı ve Cambridge Üniversitesi yayınları arasında çıkan AB Hukuku konulu case book yazarlarından Profesör Damien Chalmers, Deusto Üniversitesi’nden Profesör Dr. Maria Pilar Canedo, Profesör Carlos Moreiro, Almanya’dan Profesör Theodor Haertch, Profesör Peer Zambensen gibi isimler bulunuyor.

Bilbao Deusto Üniversitesi’nde düzenlenen ve dünyanın değişik ülkelerinden öğretim üyelerinin katıldığı doktora programında “AB Hukuku ve Üçüncü Ülkeler” konusunda seminer verecek olan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı, “her yıl Ağustos sonunda on günlük yoğun bir eğitim programı için 12 öğrencimizi gönderdiğimiz Deusto Üniversitesi ile ilişkilerimizin gelişmesinden duyduğu memnuniyeti” belirtmektedir. (ABD ve AB ülkelerinde seksen kadar Hukuk Fakültesi ile yoğun işbirliği içinde olan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi 20 Mayıs 2011 de Rotterdam Erasmus Network üyesi çok sayıda AB ülkesi Hukuk Fakültesi’ni 26 Ağustos kampüsünde konuk etmişti.)

 

2009 Ağustos-Eylül aylarında programa katılan öğrencilerin izlenimleri aşağıda yer almaktadır.

Mustafa Okan YAĞCI

“Hocam öncelikle sizi saygı ile selamlarım,

2009 yılı Eylül ayı içerisinde Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden İspanya – Bilbao’da yer alan Deusto Üniversite’sine giden ilk beş kişiden biri olarak, katılmış olduğum bu kurs ile elde etmiş olduğum tecrübelerimi ve öğrencilik döneminde en az bir kere hukukla ilgili bir konuda yurt dışında aktif olmanın pratik hayattaki önemini arkadaşlara anlatmama vesile olduğunuz için öncelikle size teşekkürü bir borç bilirim.

İlk olarak bu bir aylık kurs ile hedeflenen temel amacı şöyle özetleyebilirim: “Bir aylık kurs dönemi içerisinde sabahları yoğun bir şekilde teorik uluslar arası hukuk eğitimi verilmektedir ve öğleden sonra ise gerçek bir olaya yönelik grup çalışması yapılarak burada elde edilen bilgilerin sanal mahkeme yarışması altında bireysel beceri ile birleştirilmesi amaçlanmaktadır.” Somut hale getirirsek, Yemen’den Amerika’ya kadar elliye yakın öğrenci sabahları yine birçok farklı ülkeden gelen teorisyen ve pratisyenlerden eğitim alıp öğleden sonraları ise Deusto Üniversitesi’nin kendilerine ayırmış olduğu özel salonlarda gruplar halinde pratik bir olay üzerinde beraberce iddia ve savunma dilekçeleri hazırlamaktadırlar. Bu süreç içerisinde varılmak istenen en temel nokta ise farklı kültürlerden gelen hukuk fakültesi öğrencilerini ileriki yaşamlarında birleştirecek olan ve ırklar üstü bir kişilik olan çok uluslu şirketler bahanesi altında tartışmalarını ve birbirlerini tanımalarını sağlamaktır.

Bu programdaki derslere katılmış, birçok yabancı arkadaş edinmiş ve içeriğindeki sanal mahkeme yarışmasında emek harcamış biri olarak, o zaman farkına varamadığım ancak şu an avukatlık ruhsatını almaya çok yakın bir mezun olarak böyle bir tecrübenin hukuk piyasasına giriş sürecinde ve devamında bana ne tür yararı olduğunu kısaca paylaşmak isterim:

1. Hukuk piyasasına girince gördüm ki, değişik üniversitelerden mezun olmuş çoğu öğrenci, öğrencilik dönemlerinde en az bir kere yurt dışında böyle uluslar arası bir hukuk programına katılmışlardır ve uluslar arası nitelikli hukuk büroları için bu durum artık “global elit hukukçu” ayrımını yapabilmek için temel bir ölçüt sayılmaktadır. Dünya’nın bir gerçeği olarak devletlerden sonra en büyük organize yapı olma özelliğine sahip çok uluslu şirketler Türkiye içerisinde iş yapmaktadırlar ve yapmaya devam edeceklerdir. Bir öğrenci hangi hukuk dalına (kamu veya özel) yatkın olduğunu iddia ederse etsin avukat olmak istiyorsa böyle bir şirket ve çalışanları ile mutlaka bir gün karşı karşıya kalacaktır. Bu kurumlar ile veya bunlarla iş yapan Türk kökenli yahut yabancı hukuk büroları ile çalışılmak istendiği anda bu kurumlarca incelenen ilk nokta kişinin öğrencilik döneminde global kültürü ve uluslar arası hukuk mantığını ne kadar kavrayabilmiş olduğudur. Fakültemizin sunmuş olduğu Erasmus ve Amerika yaz okulu imkânlarının yanında böyle yoğun bir programa katılmış olmak yeni mezun arkadaşlarımıza iyi bir referans olacaktır.

2. Dili İngilizce olan bir sanal mahkeme yarışmasına katılmak rekabetçi hukuk piyasası içinde yeni mezunlara ciddi manada artı puan kazandırmaktadır. Uluslar arası anlamda düzenlenmiş olan sanal mahkeme yarışmalarına hukuk büroları ciddi şekilde kaynak ayırmakta ve bu tür yarışmalara hazırlanırken hukuk bürosu ile temasa geçmiş kişileri bürolarına stajyer olarak dâhil etmektedirler. Bu noktada, bahsettiğimiz program çerçevesinde dili İngilizce olan bir sanal mahkeme yarışmasında yer almak bu bürolar nezdinde takdirle karşılanan bir faaliyettir. Çoğu hukuk büroları İngilizce olarak burada hazırlanmış olan iddia ve savunma dilekçelerini mülakatlarda bireysel inceleme amaçlı olarak talep ve kabul etmektedirler. Kendi katılmış olduğum bazı mülakatlarda da IELTS, TOEFL sonuçlarının yanında burada yazmış olduğum dilekçeleri de inceleme amaçlı olarak bürolara sunmuş olduğumu ve bunların kabul gördüğünü de samimiyetle belirtebilirim.

3. Uluslar arası iş yapan bir hukuk bürosu veyahut bir şirket, uluslar arası kişiler ile muhatap olabilecek ve onların kültürlerine yatkın kişiler ile çalışmak istemektedirler. Yaklaşık 20 ülkeden mezun yahut okumakta olan öğrenci ile beraber olmak ve bir o kadar farklı üniversiteden gelen öğretim üyelerinden ders almak, kişilere hem o kişilerin hukukları hakkında bilgi sahibi olmayı hem de o kişiler ile uzun zaman geçirilmesi sayesinde onların kültür ve bakış açılarını anlama fırsatını verecektir. Bu anlamda, burada bir aya yakın sürede kurulmuş olan dostluklar hem kalıcı olurken hem de o kişilerin ve kültürlerin hayata bakışları hakkında kişisel bir gelişim sağlamaktadır ki bu artık aranan bir niteliktir. Bu noktada ileride potansiyel müvekkili ile onların kültürlerini, fikirlerini, beğenilerini ve iş ahlaklarını bir noktada bilen kişiler her zaman piyasada aranan ve yabancı müvekkilleri ile güven ilişkisini kurabilen kimseler olabilmektedirler.

4. Türkiye’de her ne kadar yerel ve klasik bürolar sayı olarak fazla olsa da yabancı yatırımcıların yurt dışında beraber çalıştığı büroları kendi yatırım yaptıkları pazarlarına sokmak istemeleri nedeni ile Türkiye’de bu tarz kurulan bürolarda veya bu tip yabancı bürolarla beraber çalışma kapasitesine sahip hukukçu boşluğu devam etmektedir. Bu açıdan öğrencilik dönemde bu sistemi ve düzeni kavrayabilme erdemine erişmiş hukukçular aranmaktadır. Adı geçen bu programda ders vermeye gelen büyük hukuk bürolarında çalışan partner veya senior düzeydeki kimselerden ders almak ve onlarla beraber sohbet imkanını yakalamak ve onların kendi dünyalarını birinci ağızdan dinlemek henüz ikinci veya üçüncü sınıfta olan bir öğrenciye daha önce hiç göremediği ufukları açacaktır. Keza her ne kadar işin bir danışmanlık boyutu olduğunu bilsem de öğrenci iken avukatlığı sadece dava takipçiliği olarak yorumlayan ben, Clifford Chance’den gelen ve ders veren İspanyol avukatlarla tanıştıktan sonra mesleğe karşı bakış açımı değiştirme şansını yakalamıştım.

Hocam yukarıda belirttiklerimin yanında hazır kuzey İspanya’ya gitmişken şehrin tadını çıkaracak olan arkadaşlara muhakkak San Mames’te bir Athletic Bilbao maçı izlemelerini, dünyanın en önemli çağdaş sanat müzelerinden Guggenheim müzesini gezmelerini ve Nervion nehri kıyısında sangria içmelerini öneririm ki yukarıda dört kalemde anlatmış olduğum artıların yanında şehrin güzelliklerini kaçırmayacaklarına eminim.

Özetle Hocam, aktif olarak çalıştığım son bir yıllık dönemde açık bir şekilde gördüm ki Türkiye dünya ile hızla bütünleşmektedir ve her meslekte olduğundan daha fazla olarak uluslar arası zihin yapısına sahip avukata piyasada ihtiyaç vardır. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin temel amaçlarından biri bu açığı kapatmak olmakla beraber burada alınan eğitime destekleyici nitelikte fakültenin yurt dışı ve yabancılar ile ortaklaşa yapılan organizasyon imkânlarından (Erasmus, Amerika yaz okulları, üniversite içi uluslar arası seminerler ve özellikle Deusto Yaz Programı) yararlanmalarını tüm arkadaşlarıma tavsiye ederim.

Saygılarımla.”